18 Aralık 2013 Çarşamba

hamburg'da gezilecek yerler

ben hamburg'da doğdum ama o kadar az gezmişimdir ki buraları. yani birazdan bahsedeceğim yerlere gittim tabi ki ama gezmek görmek niyetiyle değilde bir yere giderken geçtiğim yerlerdir. artık karar verdim zamanımı iyi değerlendirip hamburg'u ve başka yerleri gezip göreceğim.

hamburg çok büyük. almanyanın 2. büyük şehri. denize kıyısı olmamasına rağmen bir liman şehri aynı zamanda çünkü şehrin içinden elbe nehri geçiyor ve kuzey denizine akıyor. bu şehir avrupanın en çok köprüsüne sahip.

hamburg'a gitmişken hauptbahnof'a bi gitmek lazım. ne ararsan var orada ye iç, gez, alışveriş yap...
buraya alster gölü de çok yakın. görülmesi gereken yerlerden bır tanesi de alster gölü.

landungsbrückeni de görmeli. elbe nehri kenarında bulunuyor.
oraya gitmek için st pauli durağında inip yürünürse hamburg'un en meşhur caddesini de görmüş olursunuz. reeperbahn caddesi. sakıncalı cadde ama görmek lazım...

landungsbrücken de bir sürü köprü var. isterseniz burada tekne turları'da yapabilirsiniz. tekne turunu birde alster gölünde de yapabilirsiniz. buraya gelmişken balık yemeden gitmek olmaz tabi ki.

st pauli de bir tane bal mumu müzesi var. panoptikum 130 yıl önce açılmış. gidilip görülmeli bence.

sonra bir de st michaelis kilisesi var. eşim almanca kursuyla ilk bu kiliseyi ziyaret etti. yani görmeden gidilmemeli burasıda. kilisenin 82 metre yükseklikteki kulesine çıkıp hamurg manzarasını izleye bilirsiniz.

tabi ki rathausu unutmamak lazım. burası belediye binası. oralarda da gezecek güzel yerler var. alster buraya çok yakın. güzel kafeler de var. tam dinlenmelik...

şimdilik bu kadar. daha geziilp görülecek o kadar yer var ki. ve son olarak güzel bir hamburg resmiyle noktayı koyuyorum...

17 Aralık 2013 Salı

beyaz trençkot ve lacivert siyah uyumu

bahar aylarında sürekli giyiyorum bu trençkotu. çok seviyorum bu beyaz rengi. çok çabuk kirlenir diye düşünebilirsiniz ama hiç öyle olmadı. uzun yıllar önce almıştım. hala severek giyiyordum. kışın gelmesiyle artık giyemiyorum ama...

bu kombin en rahat ettiğim kombinlerden bir tanesi. siyah elbise, kot pantolon ve lacivert şal


şimdide nereden aldığıma gelelim

trençkot: c&a
elbise: h&m
pantolon: h&m
şal: bijou brigitte

15 Aralık 2013 Pazar

parka gitmek

prensesim ilk defa parka daha yaşına girmeden önce gitti. yeni yeni yürüyordu henüz. parka gittiğimizde kumla oynamasını bilmiyordu. kum oyuncaklarıyla da oynamasını bilmiyordu. oyuncakları sürekli ağzına alıyordu. kumu yemeye çalışıyordu :) o kumu yemeye çalışıyordu bende onu yemeye çalışıyordum :))

sonra babamız Almanya ya gelince neredeyse her yere beraber gittik. çok ayrı kalmışlardı telafi etmeye çalıştık o dönemi. benimde üstümden büyük bir yük kalktı. prensesimle ilgilenmek zor olduğundan değil ama babasının yanında olduğunu düşünmek içimi rahatlatıyor.

burada da babamızla beraber park ziyaretinden bir kare. biraz oynadıktan sonra sürekli parktan dışarıya çıkmaya çalıştı. babası peşinde sürekli geri getirdi. bende bol bol fotoğraf ve video çektim...


14 Aralık 2013 Cumartesi

oyun grubu

biz oyun grubuna prensesim daha yaşına girmeden önce gitmeye başladık. haftada üç kere gidiyoruz vaktimiz oldukça. prensesim çok eğleniyor ve vakit geçiriyor. şarkılar söylüyoruz. ona göre hareketler yapıyoruz. prensesim ilk başlarda sadece bakıyordu. zamanla oda ve tabi ki öbür çocuklarda bize katıldı ve hareketleri yapmaya çalıştı. o kadar tatlı oluyorlar ki. şimdi evde ben söylüyorum çocuk şarkılarını ve o hareketleri kendi başına yapıyor. çok eğleniyoruz...

pazartesi günleri saat 16-17 arası oyun grubumuz var. sadece kitap okuyoruz o gün. ilk başta bakıcı okuyor çocuklar dinliyor (bizim prenses dinlemiyor. oynamak istiyor.). sonra bir kutu kitap geliyor ve çocuklar seçip ya anneleri babalarıyla yada kendi başlarına bakıyorlar.

perşembe günü saat 10-12 arası oluyor oyun grubu. ilk başta herkes kendi getirdiği kahvaltılıklar kahvaltı yapıyor. ben prensesime kahvaltısını evde yaptırıp öyle gidiyoruz oyun grubuna.evde her şey daha kontrolümde. grupta yemeyebiliyor. o zamanda aç kalmasına gönlüm razı gelmiyor. kahvaltıdan sonra oyun başlıyor.

cuma günüde saat 9.30-11.30 arası. oyun grubunun bize sunduğu bir kahvaltı oluyor. çok güzel bir değişiklik oluyor benim içinde. kahvaltıdan sonra tabi ki yine oyun zamanı geliyor. hem prensesim için hemde benim için çok güzel bir aktivite oluyor. prensesim henüz çok küçük olduğu için çocuklarla bilinçli bir şekilde oynayamıyor. kendi kendine oynuyor daha çok. ama ben çok güzel arkadaşlıklar edindim. inşallah daha samimi oluruz zamanla. bu günlük bu kadar

son olarak oyun grubundan bir kare...


13 Aralık 2013 Cuma

uyku terörü git başımızdan

ne kadarda güzel uyuyordu prensesim. ama uyku terörü geldiğinden beri o kadar huzursuzum ki anlatamam.

yeni doğduğunda ilk aylarda evde bir bebek var mı yok mu belli değildi. maşallah çok düzenli bir uykusu vardı. gündüzü geceyi ayırt edebiliyordu. hiç gaz problemi yaşamamamızdan kaynaklanıyordu birazda. yattığı yerde kendiliğinden uyuyordu mesela.

1,5 aylıkken Türkiye'ye gittik babamızın yanına orada bile düzeni bozulmamıştı. çok cahildim çocuk eğitimiyle alakalı. şimdiki aklım olsa uyku düzenini çok farklı bilinçli bir şekilde yapardım. Türkiyede kayınpederleri ziyaret ettik kayınbiraderleri ziyaret ettik derken düzen yavaş yavaş bozulmaya başladı.

eylülde Almanya'ya döndük prensesimle. bizim uyku düzenimiz iyiden iyiye bozulmaya başladı. bu sefer yatağını sallayarak veya emzirerek uyuyordu. bir süre böyle gitti. sonra babamız bizi özledi tabi bizde babamızı.

böylelikle aralıkta tekrar yolculuk göründü bize. pensesim bu sefer yatağını beğenmedi. sallanmıyordu da zaten. çok ama çok ağlıyordu her gece. emzirip yatağına koyarken hemen uyanıp tekrar emmek istiyordu. çareyi yanımda yatırmakta buldum. her istediğinde emzirdim. ama bu sefer benim düzenim alt üst oldu geceleri hiç uyumuyordum sanki. çok ama çok kötüydüm.

internetten çok araştırdım ne yapabilirim diye. bir tane uyku koçu buldum eşime bahsettim. görüşmek istediğimi söyledim. eşimde tamam dedi. bir aile ziyaretimiz daha vardi ondan sonra hemen görüşmeye karar verdik. işe yaramadı diyemem. ama tam istediğim gibi gitmedi herşey. neyse ki azda olsa bi düzelme vardı.

ve bize şubatta Almanya ya dönüş vakti geldi. almanya da annemlerin babamların yanında kalıyordum. kimse rahatsız olmasın diye geceleri ağlamasın diye herşeyi yaptım. tabi bizim uyku koçu eğitimi boşa gitti.yine geceleri emzirip yatağına bırakıyordum. bazende yanımda yatıyordu.

ağustosta ev halkı tatile gidince tam fırsatı dedim ve tekrar bir uyku düzeni oluşturmaya karar verdim. çok zor geçti benim için. çok ağladı prensesim. ilk gün tam bir buçuk saat ağladı ve sonunda hıçkıra hıçkıra uyudu. uykusunda hala hıçkırıyordu sanki. oturdum bende ağlamaya başladım. çok kızdım kendime bir daha yapmamaya karar verdim.

eğitimde prensesim yatağında kalkmadığı sürece müdahale etmiyorum. sadece odasında oturup bekledim. ikinci gün eğitime devam etmezsem boşa ağlatmış olacağımı düşünerek devam ettim. 1 saatten az ağladı ve uyudu. üçüncü günde ise 20 dakika ağladı ve uyudu. sonraki günlerde yatağına bırakıyordum biraz kendi kendine konuştuktan sonra uyuyordu. inanamadım olanlara...

sonra herkes izinden döndü ama bizim düzen bozulmadı. her şey yolunda. bazen çok çabuk uyuyordu bazende biraz sürüyordu uyuması ama bir problem yoktu. sonra hastalandı ağlamasın falan derken yine bozuldu her şey :(

geceleri bi defa süt veriyordum. son zamanlarda akşam yattıktan bir kaç saat sonra ağlayarak uyanıyordu bende biberonda sütünü veriyordum. içip tekrar uyuyordu. şu anda çok hasta prensesim. çok sık kusuyor doktorumuz süt ve süt ürünleri vermememi söyledi. böylelikle dün gece süt vermedim.

dün yine aynı saate uyandı ve ağladı. yanına gittim sakinleştirmek için ama nafile. ayaklarımda sallamayı denedim ama ben sakinleştirmeye çalıştıkça dahada çok ağlıyordu. kendi yatağımıza koydum biraz sakinleşsin diye bi beş on dakika sonra birden sustu ve uyumaya devam etti. şok oldum. gözleri de hafiften açıktı ama uyuyordu. nasıl olur diye düşünürken beş dakika geçmeden gözlerini açtı ve bana baktı etrafına bakındı neredeyim ben der gibi ama ağlamıyordu. sadece şaşkındı. bende çok şaşkındım. kollarını açtı kucağıma gelmek istedi. kucakladım sarıldık. sonra emzirdim uyanıkken yatağına koydum ve tekrar uyudu.

gece terörüyle ilgili çok şey okumuştum ama bunun bizimde başımıza geleceğini hiç düşünmemiştim. şu anda tam olarak ne yapacağımı bilemiyorum. aslında biliyorum ama çok tedirginim. bu dönemi çabuk atlatırız inşallah. çok can sıkıcı bir olay.

öğle uykusundan bir kare. bu ayıcığı babası prensesime kargoyla göndermişti. her akşam bununla yatıyor. canım kızım benim. seni çok seviyoruz. iyi ki hayatımıza girdin. seninle her şey çok daha anlamlı...


11 Aralık 2013 Çarşamba

pembe prenses kombini

prensesim bu güzel elbiseyi giymeye fırsat bulamadı henüz. bunu benim halam kızımın doğum gününde hediye etmişti. büyük geliyordu o zaman. simdi oluyor ama giymek için doğru zamanı bulamadık daha :)


üzerinde tekrar bi fotoğraf çekeceğim inşallah. elbise H&M den. çok kaliteli oluyor oranın kıyafetleri. H&M i çok seviyorum.

10 Aralık 2013 Salı

artık bizimde bi lazımlığımız var :)

evet bizimde bi lazımlığımız oldu artık. tam 20 aylık olunca eğitime başlayacağız inşallah. bakalım nasıl olacak. çok heyecanlıyım :)

prensesimin kuzeni eğitime bi süre önce başladı. ondan göre göre ne bulsa üstüne oturup çiş çiş diyor :D daha doğrusu diyemiyor. tsis tsis diyor. acaba anlıyor mu ne yaptığını bilmiyorum. o kadar tatlı ki maşallah :)

işte bizim aldığımız lazımlık

NUK Kindertopf

markası nuk. nuk marka aldığım herşey den çok memnun kalmıştım bundanda memnun kalacağımı düşünüyorum..

8 Aralık 2013 Pazar

2 yaşına kadar emzirmek! ne dersiniz?

bizim için bu macera 29.05.2012 de akşam saat 21:35, yani doğumdan 5 dakika sonra başladı. tam 9 aydır bu günün gelmesini 4 gözle bekledim. prensesim doğduğunda ilk önce çocuk doktoru muayene etti aynı odada ve sonra hemen kucağıma verdiler. müthiş bir duyguydu. sonra emzirmeye başladım. emzirdim, emzirdim ve yine emzirdim. ne kadarda güzel emiyordu. böylelikle başladı ve hala devam ediyor.

ilk zamanlarda çok canım yanıyordu. bi 3 hafta falan böyle acı çektim hiç geçmeyecek zannettim. bu süre içinde bu kremi kullandım.

çok faydası oldu mu bilemiyorum. sürmesem belki daha kötü olurdu ama bilemiyorum. ama yine de çatlak ve yara olsa sürerdim :)

sonraki aylarda emzirmek fena değildi. yanı prensesim çok az emip hemen bırakıyordu ama ben pes etmedim ve emzirmeye devam ettim. mama vermek istemedim.

3 aylıkken hiç emmek istemedi zorla emzirmeye çalışıyordum ama nafile. tam yaz dönemiydi ve sıcaktan rahatsız olduğunu düşündüm. internette araştırmalarımda da gördüm ki büyüme dönemlerinde böyle olabiliyormuş. bu dönemlerin geçmesini bekledim ama çok zordu. herhalde artık emmeyi bırakacak derken yine isteyerek kendiliğinden geldi bana :)

tabi zaman geçiyordu. 6 aylıktan sonra gün içinde sistemli bir emme planımız olsa da geceleri plansız bir şekilde bazen saat başı emzirmek zorunda kaldım. uyanıyor ve uyumuyordu. uyuması için emziriyordum. gece çok uykusuz kalıyordum. bazı geceler ağlıyordum. yanımda uyuduğu için her sabah bel ağrılarıyla uyanıyordum. buna bir türlü çözüm bulamadım.

emzirmeyi kessem mi diye çok düşündüm ama kıyamadım. hakkıydı daha emmek. öyle düşündüm. aslında emzirmeyi de çok seviyordum. bir gün emmeyeceğini düşünmek beni çok duygulandırıyordu. 

1 yaşında emzirmeyi bırakmadım ama geceleri emzirmeyi kestim. evet bıraktım. geceleri inek sütü vermeye başladım. çok daha rahattı böyle. en azından yanımda yatmadan uyuyor bende sabahları belim ağrımadan uyanıyordum.

şu anda 18 aylık ve günde 2 defa emziriyorum. öğle uykusuna bir buçukta emerek dalıyor. ve akşamları 20:30 da tekrar emziriyorum. kalkıp dişlerimizi fırçalıyoruz. bir masal anlatıyorum, öpüyorum ve yatağına bırakıyorum. bazen hemen uyuyor ama bazende biraz zorluyor. bazı geceler hiç uyanmıyor ama bazı geçeler bi veya iki defa uyanıp biberondan süt veriyorum...

hedefim iki yıl emzirmek. inşallah başarabilirim. bütün anneler imkanları olduğu sürece bebeklerini 2 yaşına kadar emzirsin diyorum ve postumu bu ayetle sonlandırıyorum: Bakara Suresi 233. ayet

Anneler, çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri geleneklere uygun olarak bir borçtur. Bununla beraber herkes ancak gücüne göre mükellef olur. Çocuğu sebebiyle bir anne de, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Varise düşen de yine aynı borçtur. Eğer ana ve baba birbirleriyle istişare edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu memeden ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğinizi güzel güzel verdikten sonra bunda da size bir günah yoktur. Bununla beraber Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görür.